23 Mart’ta 2 milyon 7 bin 685 aday
üniversite sınavına girecek. Artık kimin hangi salonda sınava gireceği
belli. Soru kitapçıkları basıldı, sonuncusu da çarşamba günü bitiyor.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, bu yıl sınav sorularının tamamının
yayınlanmayacak olmasına gerekçe olarak, "Ölçme kabiliyeti yüksek olan
sorular bazı düzenlemelerle yeniden kullanılabilir. Bu hedef
doğrultusunda sınavlarda sorulan soruların sadece yüzde 10’unun
paylaşamının yeterli olacağını düşünüyoruz" dedi.
2014’te bazı sınavların 'Yazılı Sınav' olarak yapılacağını açıklayan
Demir, "Açık uçlu diye bilinen yazılı sınav için çok yoğun ve yaygın bir
gayretimiz var. Bu gayret içinde bugüne kadar bir deneme, iki de gerçek
sınav yaptık" ifadesini kullandı.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in Hürriyet'ten Nuran Çakmakçı'ya verdiği röportaj şöyle:
Milli
Eğitim
Bakanı Nabi Avcı sistemin değişeceğini söyledi. Size bu konuda bir bilgi geldi mi, hazırlık yapılıyor mu?
- Somut olan tek bir şey var. O da geçtiğimiz yıl Bilim Teknoloji Yüksek
Kurulu’nda alınan karar. Oradaki karar şu: Üniversite giriş sistemi
yeniden tasarlansın. O zamandan söylüyorum 2013’ten 2015 sonu idi. Ama o
günden bugüne ne tür bir açık faaliyet yapıldığı konusunda ben bilgi
sahibi değilim. Çünkü kanun böyle bir sorumluluğu YÖK’e veriyor. Yüksek
Kurul’da bunu YÖK’e vermişti.
Milli Eğitim Bakanlığı
, YÖK, TÜBİTAK, ÖSYM ortak bir çalışmayla hepsini konuşuyordur.
Açıklanan modelle ilgili bilginiz var mı?
-
Türkiye
’de üniversiteye giriş koşullarını belirleme yetkisi YÖK’e
verilmiştir. ÖSYM olarak biz üzerimize düşen her türlü desteği
veriyoruz. Ülkemiz için en uygun olan sistem belirlenecektir. ÖSYM de bu
kapsamda olabildiğince aktif olacaktır.
Sizin kafanızdaki model nedir?
- Bizim söyleyeceğimiz aslında çok bir şey yok. Bize ne söyleniyorsa onu
yapmak durumundayız. Kamuoyunda konuşulan YGS’nin çoklu yapılması bence
en hızlı adapte edilebilecek bir işlemdi.
'SORU HAVUZU OLUŞTURUYORUZ'
Çoklu sınava geçme hedefiniz var mı?
- Tabii çok iyi düşünülmesi gerekir. Çünkü YGS, LYS ile birlikte
değerlendirilerek yerleştirme puanları oluşturuluyor. Eylülde, ocak,
şubatta, martta, haziranda yapılacak YGS’lerin olası kadroları bunlar.
Bunlarda en yüksek puanı almak mı söz konusu olacak? Yoksa bir başarı
çıtası belirleyip, “Başarılmıştır” deyip ona göre mi işlem yapılacak?
Bütün bunların iyi tartışılması gerekir. Ciddi bir sistem var. Bunları
kaldırıp yerine şöyle ya da böyle olsun demek ayaküstü yapılacak bir şey
değil.
Sadece lise sonlar mı girecek?
- Ben bir model söylemiyorum. Bir tek önerimiz vardı bizim çoklu YGS onu
söylüyorum. Bu Milli Eğitim’i yakından ilgilendiren bir konu olur. Eğer
siz, “sene içerisinde sınav yapacağım” derseniz tamamen Milli Eğitim’in
konusu olmaya başlar. Çünkü, eğitimi etkiler.
Bu yıl soruların tamamını yayınlamayacaksınız? Neden?
- ÖSYM çok yoğun bir biçimde soru havuzunu genişletme gayreti içinde.
Bunun için bir “Soru Havuzu Yazılımı” kullanımına başladık. Tüm
sınavlarımız için “Soru Hazırlama Çalıştayları” yaptık. Türkiye’deki
akademisyenlerin birikimlerini değerlendiren soru hazırlama
çalışmalarına başladık. Ölçme kabiliyeti yüksek olan sorular bazı
düzenlemelerle yeniden kullanılabilir.
Soruları tekrar kullanmanız mümkün o halde?
- Yoğun bir soru havuzu oluşturma gayretimiz var. Özellikle sınavlarda
denenmiş ve ölçme niteliği yüksek soruların bazı değişikliklerle yeniden
kullanımını hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda sınavlarda sorulan
soruların sadece yüzde 10’unun paylaşamının yeterli olacağını
düşünüyoruz. Yüzde 10’luk uygulamayı da sınava hazırlanan adayların
bilgi edinmeleri ve sınava girmeleri halinde kendi sınavlarını cevap
kâğıtları ile birlikte fiili olarak değerlendirebilmeleri için uygun
gördük. Ama sadece bu YGS’ye 2 milyondan fazla aday katılacağı için
yönetim kurulu soruların yüzde 20’sini açıklama kararı aldı.
Bir soru birkaç yıl sonra sorulabilir mi?
- Sınav yapan bir kurum olarak bizim çok zengin bir soru havuzumuz var.
Çünkü her geçen gün sınav yükümüz artıyor. Çok hızlı reaksiyon vermemiz
gerek durumlar söz konusu olabiliyor. Soru havuzumuzu genişletmenin
yollarından biri de sorularımızı sokağa dökmemek, tüm dünyada da bunun
böyle olduğunu görüyoruz. Dünyada benzeri sınav yapan kurumların hiçbiri
geçmişte yaptığımız gibi sınav sorularını açıklamıyorlar. Belli bir
kısmını açıklıyorlar, bilgi veriyorlar. Soruları tekrar tekrar kullanmak
amacıyla muhafaza ediyorlar. Bir sorunun gerçekten kullanışlı bir hale
gelebilmesi için 2-3 sene gerekiyor. Gerçek sınavda soruların denenmesi
çok önemli. Eğer siz sorularınızı sınavdan sonra açıklarsanız deneme
şansınız olmuyor. O zaman ölçme yeteneği belirsiz olan sorularla sınav
yapmak durumunda kalıyorsunuz. ÖSYM havuzu genişletme, ölçme niteliğini
iyileştirme gayreti içerisinde çalışırken önümüzdeki tek zorlayan konu
bilgi edinme yayasıydı. Meclis’ten sorularımızın bilgi edinme yasası
kapsamı dışında olmasını sağladık.
'İSTEYEN SINAV KAĞIDINI GÖREBİLİR'
Adaylar ne yaptıklarını bilemeyecek mi?
- Bu durum, adayların bireysel olarak sınavda kendi kullandıkları soru
kitapçıklarını ve cevap kâğıtlarını kendilerinin incelemesine engel
değil. Adaylar ÖSYM’den randevu alarak kendi kitapçıklarının asıllarını
inceleyebilirler. Kişisel bilgi edinmeye bir itirazımız yok.
Her yıl tartışılan soruları şimdi kimse bilemeyecek.
- Bu hataların hepsini matbaa analizi dediğimiz analiz gösteriyor
aslında. Matbaa analizi şu: Adayların çoğunluğu hangi soruya hangi
seçeneğe gitmiş. Başarılı adaylar yani soruların yüzde 100’üne yakınına
doğru cevap verenler, o soruda nasıl cevap vermiş. Bu analizlerle eğer 5
seçenekli bir soru, doğru seçenek “D” ama adayların tamamı “C”ye
gitmişse burada bir sorun var demektir. Bunu tekrar uzmanına gösterip,
incelettirip burada bir hata varsa direkt iptal ederiz.
Sonrasında siz mi analiz yapacaksınız?
- Tabii. Sınav bittiği an bütün sınavlarımızda bunu yapıyoruz. Cevap
kâğıtları okunduğu an bakıyoruz hangi sorularımızda sorun var diye
inceliyoruz. Doğru cevap “D” ise adayların yüzde 95’i “C” ye gitmişse o
zaman bariz bir hata var demektir. O konunun uzmanlarına tekrar
gösteriyoruz. Benzer şekilde siz doğru cevaba “B” demişsiniz. Ama
adayların yüzde 20’si “A”ya yüzde 20’si “B”ye yüzde 20’si “C”ye yüzde
20’si “D”ye böyle bir şey de olamaz, sıkıntı olur. Bütün bu analizler
bize hatalarımızı da gösteriyor. Bunlara bağlı olarak biz de gerekiyorsa
sorularımızı iptal ederiz.
Bu yıl sınav müfredatında bir değişiklik olacak mı?
- Geçen yıldan bu yana ortaöğretim müfredatında bir değişme olmadığından soruların kapsamında bir değişiklik söz konusu değil.
'HER AN SÜRPRİZ YAPABİLİRİZ'
Sınava giren öğrenci sayısı her yıl daha da artıyor? Sınav devam
ederken, başvuru sayısı artarken dershanelerin kapanmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Yürürlükte olan zorunlu eğitim süreci 4+4+4 sistemi ile daha fazla
sayıda öğrenci ortaöğretim kurumlarından mezun olacak ve üniversiteye
girmek için talepte bulunacak. Bu yıl 2 milyon 7 bin 685 aday sınava
girecek. 2015’te bu sayının daha da yükseleceğini öngörüyoruz. Zorunlu
ortaöğretimi tamamlayan öğrencilerimizi mesleki eğitime
yönlendirmediğimiz sürece bu talep devam edecek.
Geçen yıl sınav sonuçları 1 hafta içinde açıklanmıştı. Bu yılki sınav açıklanma öngörünüz nedir?
- 2013 yılında yaptığımız tüm sınavları mümkün olan en kısa sürede
açıklamak için gayret ettik ve büyük oranda da bunu başardık. Bu
gayretimiz 2014 yılı sınavları için de devam edecek. Hedefimiz, sınav
bittiği anda sonuçları açıklamak. Her an sürpriz yapabiliriz.
Tuvalete gitme yasağı sürecek mi?
- Olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi. Bu konuda çok hassasım. Sınav
salonuna giren birisinin sınav salonundan çıkmaması gerekir. Buna çok
önem veririm. Çünkü nereye gittiği konusunda hiçbir bilgiye sahip
olamıyorsunuz. Belki ben olurum. Ama o salonda oturan diğer adaylar o
ciddi bir endişe kaynağı. Ona fırsat vermek istemiyoruz. Sınav
salonundan çıkan bir daha geri dönemez. Sınavın üçte ikilik kısmı
zorunludur çıkılamaz. Sonrasında isteyen çıkabilir ama geri gelemez.
0 yorum:
Yorum Gönder